2017 yılı Jineolojî çalışmalarının devrim alanında kurumsallaşması açısından önemli bir dönemeç. Yıllar içinde biriken enerjinin, artık kendini yeni formlara akıtması gerekiyordu. 2017 yılında oluşturulan Jineolojî Araştırma Merkezleri’ne paralel olarak, Rojava Üniversitesi’nde Jineolojî Bölümü açılarak, birbirini tamamlayan ve besleyen oluşumlar olarak form kazandı. İlk defa tecrübe edilen bir bölüm olmasına rağmen, Rojavalı genç kadınlarda bir cazibe merkezi haline geldi ve öğrencilerin yaşamlarını değiştiren bir rota izledi.
Eğitime, bilime yeni bir tanım getirdi. Bu nedenle şunu daha baştan söyleyebiliriz ki, Jineolojî bölümünün etkisi de içeriği de bir bölüm olmanın ötesinde… Bu nedenle başta 2 yıllık bir program öngörülse de, zaman ilerledikçe Jineolojî’nin hem genel olarak tanınırlığının artması, çeşitli alanlarda açığa çıkan tecrübe; hem de mezun olan öğrencilerin görüş ve önerileriyle anlaşıldı ki, bunu daha kapsamlı hale getirmenin ihtiyacı var. Tartışmaların olgunlaşması ardından 2022 yılı itibariyle bölüm, 4 yıllık lisans programı şeklinde örgütlendi, bu şekliyle de 2023-24 öğretim yılı ilk öğrencilerini kabul etmiş oldu.
Eğitim sistemine yeni bakış
Şimdi yeniden yapılandırılan Sosyal Bilimler Fakültesi’ne bağlı olarak Jineolojî bölümü, tarih, felsefe, sosyoloji, coğrafya gibi diğer bölümlerle sıkı bir bağ içinde daha kurucu bir rol oynuyor. Yeni bir toplumsal modelin hayata geçirildiği Kuzey ve Doğu Suriye ile Rojava’da eğitim sistemi yeni bir bakış açısını içeriyor. Demokratik-özgür toplumsallığın önündeki en büyük engellerden biri olarak cinsiyetçilikle zehirlenmiş bilimi, bilgi yapılanmalarını gören Jineolojî eksenindeki eğitim sistemi, yeni bir bilim paradigmasının gelişmesine de katkı sunuyor.
Daha da özele inerek Jineolojî Bölümü, müfredatını kadın kırımının, toplum ve doğa kırımının sebeplerini ve sonuçlarını anlama ve tahlil etme, kadın tarihini ve kültürünü inceleme, kadın bilgisini yaşamın her alanında öne çıkarma ekseninde belirliyor. Bu bakımdan kadın bakış açısını ekonomiden sağlığa, eş yaşamdan öz savunmaya, pedagojiden felsefeye kadar birbirinden koparılan bilim alanlarını kadın bakış açısıyla yaşamla buluşturan bir programa sahip Jineolojî bölümü. Bu çok yönlü programla amaç sadece akademik ve bilimsel bilgi donanımını sağlamak ya da ele alınan konulara dair profesyonellik geliştirmek değil. Bölüm öğrencilerinin bu bilgi donanımı temelinde ahlaki ve vicdani duyarlılıklarını geliştirerek, toplumsal dönüşümde sorumluluk üstlenmelerini sağlamak esas amaç.
Bilginin yaşamsallaşması, bilimin toplumsallaşması
Bu anlamda dersler kapsamında yürütülen tartışmalarda, yapılan araştırmalarda yaşam deneyimleri, genç bir kadın olarak toplumsal sorunlarla yüzleşme halleri ve erkek egemen zihniyetle mücadele mekanizmaları, çözüm yolları ele alınmakta. Böylece, bilginin yaşamsallaşması, bilimin toplumsallaşması yönünde bir kültür oluşmakta. Öz savunma, eş yaşam, din ve inançlarda kadın, etik-estetik, Jineolojî, özgürlük sosyolojisi gibi dersler öğrencilerin kendi çelişkileriyle yüzleştikleri, kendilerini yeniden tanıdıkları zeminlere dönüşüyor. Toplumsal ekonomi, sağlık, demokratik ulus, ekoloji, pedagojî, demokratik siyaset, demografya gibi derslerde ise hem Kuzey ve Doğu Suriye’de devrimin kazanımları sonucu oluşan toplumsal sistemi tanıma, hem de kapitalist modernite içinde bu konuların nasıl birer kriz alanına dönüştüğü incelenmekte. Dünya tarihi, Ortadoğu tarihi, kadın tarihi, kadın filozoflar gibi dersler tarihin sosyolojik bir olgu olarak şimdide konumlanması, kitap sayfalarında yer verilmeyen ya da satır aralarına sıkıştırılan kadın tarihimizin bilgisiyle donanma hedefleniyor. Özellikle tarih konusunda, klasik ezberci eğitim paradigmasından kopuşu sağlayabildiğimiz oranda, diğer derslere daha yaratıcı, katılımcı bir yaklaşım sergilendiğini belirtebiliriz.
Liselerde cinsiyetçi kalıplar sorgulanıyor
Jineolojî bölümünden mezun olan öğrenciler öğretmen olarak da sorumluluk alıyor. Bu yüzden, fakültedeki diğer bölümlerden farklı olarak Jineolojî bölümünde eğitim yöntemleri üzerine teorik ve uygulamalı dersler ve projeler ile öğrenciler eğitim alanına özel olarak hazırlanıyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bünyesindeki Kürtçe ve Arapça eğitim müfredatlarında 11. ve 12. sınıflara verilen Jineolojî dersi, demokratik-özgürlükçü eğitim sisteminin karakterini açığa çıkaran önemli bir yere sahip. Liselerdeki Jineolojî dersi, genç kadın ve erkeklerin cinsiyetçi kalıpları sorgulamaları, cins bilinci edinmeleri, yaşam içinde karşılaştıkları sorunları bilimsel bir bakış açısıyla ele alabilmeleri açısından şimdiden cesaret verici sonuçlara ulaşmış durumda. Jineolojî öğretmenleri, öğrencilerine aynı zamanda bir sosyal danışman sorumluluğuyla yaklaştığı için, sadece dersle sınırlı kalmayan bir etki alanı oluşmuş oluyor. Bu dersler Jineolojî bölümü açısından lise ile üniversite arasında bir köprü rolünü de üstleniyor.
Toplumla bağ kuran etkinlikler
Yine dersler dışında gerek etkinliklerle, atölye çalışmalarıyla, gerekse farklı üniversitelerle birlikte yürütülen ortak projeler yoluyla toplumla bağ kuran, bilgi-deneyim paylaşımını Rojava dışına taşıran, üniversitenin genel gündemine müdahil olan bir öğrenci profili söz konusu. Geçtiğimiz yıl içinde yapılan ve Fars, Beluç, Azeri, Kürt ve Arap kadınları bir araya getiren Jin-Jiyan-Azadî Konferansı; Jineolojî Bölümü’nün kurucularından, emektarlarından olan Nagihan Akarsel’i anmak için gerçekleştirilen Jinerjî Günleri, yine Jineolojî’nin ruhunu oluşturan kadınlardan Sakine Cansız şahsında Paris ve Silopî şehitleri anısına düzenlenen etkinlikler, Jineolojînin jinerjisinin genele sirayet ettiği etkinliklerden oldu.
Uluslararası alana açılım
Gün geçtikçe Rojava dışındaki akademi alanıyla ilişkiler de genişlemekte. Online konferanslar, seminerler, dersler ve kurslar yürütülmekte. Yine kısmi de olsa karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilmekte. Bu tür çalışmalar, hem öğrencilerdeki oryantalist etkilenmelerin ve Avrupa’ya özendiren özel savaş politikalarının aşılmasına yardımcı oluyor, hem de farklı bakış açılarıyla karşılaşma ve tanışma ve kendini ifade etme zemini oluşmuş oluyor. Bu yıl içinde Emden-Leer Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümüyle Jineolojî Bölümü öğrencilerinin ortak yürüttüğü “kadın kırımına karşı mücadele stratejileri” dersinde teorik çerçevenin ötesine geçerek, savaş ve yaşam deneyimlerinin paylaşılmasıyla duygusal bir köprünün oluşmasına yol açtı. Bu yıl ikincisi yürütülen bu ortak dersin Alman öğrencilerde yarattığı değişim ve sorgulama düzeyi ve bu tür çalışmaları sürdürme talepleri, bölümün bilimsel ve toplumsal sorumluluğunun sınırlarını genişleten örneklerden. Yine bu yıl, Paris-12 Üniversitesi ortaklığı ile online yürütülen “Demokratik ve Ekolojik Bir Yaşam Arayışı” seminer dizisi farklı bir paylaşım zemini açmış oldu. Bu seminer dizisi Ekoloji dersini tamamlayan bir rol üstlenmiş oldu aynı zamanda. Öğrenciler, dünyanın 7 kıtasından farklı ekolojik yaklaşımları ilk ağızdan dinleme, tartışma fırsatı buldu.
Akademik alanda cinsiyetçiliğe müdahale
Akademik alan kadınlar açısından hep zorlu bir mücadele alanı oldu. Kadınlar bir erkeğin gölgesinde kalmadan kendi isimleriyle bu alanda kabul edilmek için zorlu yollardan geçtiler. Yine de bugün cinsiyet eşitsizliğin hala en belirgin olduğu alanlardan biri de akademi dünyası. Bu yüzden Jineolojî, bilimciliğe ve bilimdeki cinsiyetçiliğe karşı getirilen eleştirileri, kadınların bilimdeki varlığını ispatlama çabalarını heybesine koyup, bunun ötesinde bilime paradigmasal ve yapısal bütünlüklü bir müdahaleye ihtiyaç olduğu tespiti ve bunu yapma iddiası ile gelişimini sürdürüyor. Kadınlar, üniversitelerde, okullarda, araştırma merkezlerinde, bilimsel çalışmalardaki Jineolojî çalışmalarıyla, kadının yaşam ve bilgi gücünü açığa çıkarmayı ve bu gücü diğer bilimlere akıtarak, bilimin rengini değiştirmeyi hedefliyor. Bu sadece akademi dünyasına ya da bilime bir müdahale değil; kadını etkisiz ve görünmez kılmaya, hatta yok etmeye ayarlanan sisteme bir müdahale oluyor. Jineolojî, kadının öz savunmasının vazgeçilmez bir gerekliliği olan xwebûn yolculuğunun rehberi oluyor.