Kadın devrimi ve jineolojî

- Hêja ZERYA
522 views
Kadın devriminin özgürlük sosyolojisiyle örülmesine hizmet eden jineolojî, köklerini dağların derinliklerine salarak en güçlü buluşmayı Rojava devrim mekanında yakaladı.

Kadın bilinci, iradesi, örgütlülüğünü her alanda geliştirme mücadelesi içinde, jineolojîye duyulan ihtiyaç, “ideolojiyle sosyolojiyi yakınlaştırma” çalışmalarına yön kazandırdı. Komünlerden meclislere, akademilere; askeri alan başta olmak üzere toplumsal yaşamı inşa alanlarında yürütülen jineolojî eğitimleri önemli bir bilinçlenme, toplumsal sahiplenme ve akademileşme zemini yarattı.

Köylerden kentlere tarih ve coğrafyaya nakşolan kadın isimlerinde, keşfedilmeyi bekleyen toprak tepeciklerde, çîroklarda yaşayan; tarih, kültür ve toprağını savunmada, ekonomiden eğitime, sağlığa toplumsal inşa alanlarında canlanan kadın bilgisi, direniş ve yaşam gücü; jineolojînin anlam ve yaşam bulma zeminini oluşturuyor. Bu anlamda jineolojî, kadın devriminin anlam ve yaşam bilimi olarak gelişiyor.

Jineolojî, toplumsal aydınlanmada tanımına kavuşuyor

Kadın özgürlükçü demokratik modernite paradigmasının özgür eşyaşam alanlarında yaşam bulmasının bilimsel, felsefik, tarihsel ve toplumsal potansiyellerini açığa çıkarma, yorumlama ve anlamlandırma temelinde yürüyen çalışmalar var. Varoluşuna, doğasına, bilgisine, yaşam ve direniş eylemine anlam verme temelinde bir toplumsal farkındalık yaratılıyor. Jineolojî, kadının tükenmeyen emek, yaşam gücü ve direniş damarını görünür kılan, tarihsel ve toplumsal aydınlanma çalışmalarında tanımına kavuşuyor.

2018 yılının Ocak ayında gerçekleşen 1. Kuzey Suriye Jineolojî Konferansı, üç yılı bulan çalışmaların eğitim ve tanıtım aşamasından adım adım akademileşmeye doğru yol almasında etkili oldu. Kürt kadın gerçeğini, kadın devriminin tarihsel ve toplumsal dinamiklerini ve gerçekleşme düzeyini irdeleyen sosyolojik araştırmanın tamamlanması; akademi sisteminin yerel araştırma merkezleri -konferans öncesi Efrin ve Derik’te açılan araştırma merkezlerine Minbic, Hesekê, Fırat Bölgesi, Tabqa’nın eklenmesi- üzerinden geliştirilmesi; akademi ve toplumsal eğitimlerin gerçekleştirilmesi; kadın köyü Jinwar’ın tamamlanarak özgür yaşam alanına dönüşmesi; toplumsal bilim anlayışını geliştirmeye öncülük eden Jineolojî Fakültesi’nin mezunlarını vermeye başlaması; Andrea Wolf Enstitüsü’nün kadın devrimine gelişen enternasyonalist ilgiyi, jineolojîyi dünya kadın devriminin sosyal bilimine dönüştürme çabaları, konferansın devamı olarak yürütülen çalışmalar oldu. Gençliğin zengin ve yaratıcı yöntemlerle geliştirdiği jineolojî eğitimleri, genç kadın sosyolojisini çözümleme ve sorunlarının bilimsel, felsefik, toplumsal çözümünde farkındalık yaratma çalışmaları, jineolojîyi genç beyinlerle buluşturdu. Liselerde üç yıl boyunca görülen jineolojî dersleri ve jineolojî öğretmenlerinin yoğun çabası, gençliğin jineolojîyle beyin ve yürek güçlerini geliştirmesine, doğasıyla, tarihsel ve toplumsal gerçekliğiyle buluşmasına önemli katkılar sunmakta.

Kaybedilen yerde kazanma azmi

Kürt kadınlarıyla birlikte Arap, Asuri-Süryani-Keldani, Türkmen ve diğer halklardan kadınların jineolojîye ilgisi, Ortadoğu rönesansına duyulan ihtiyacı ortaya koyuyor. Bu topraklarda en çok karanlıkta bırakılan, tahrip edilen, tersine çevrilen kadın, toplum, ekoloji, demokrasi tarihinin aydınlanmasına ekmek-su kadar gereksinim olduğuna işaret ediyor. Halkların ve kadınların kaybettikleri yerde kazanma azmini, direngenliğini, kendi doğasıyla buluşma özlemini, özgürlüğe susamışlığını anlatıyor. ‘Amargi’ -anaya dönüş, özgürlük- arayışının kent-sınıf-devlet yükselişine teslim olmadığını, özleminin ilk günkü gibi canlılığını koruduğunu dile getiriyor. İktidar sistemleri altında inim inim inletilen kadın-doğa-toplum çığlığının, nesneleştirme saldırganlığı ve savaşlarına karşı, özneleşme ve xwebûn-xweza yetenek ve enerjisini-gücünü kazanma zamanını yakaladığını gösteriyor.

Bu zamanın ruhunu bilim, felsefe, etik-estetik değerlerle örme yoğunlaşmaları içinde şekillenen jineolojî çalışmaları, toplum bilimi olmanın dinamizmine uygun bir renklilik ve yöntem zenginliği içinde yol alıyor. Erkek egemen ideolojilerin -cinsiyetçilik, ailecilik, dincilik, milliyetçilik- çıkış zemini olan bu topraklarda, eşyaşam alanlarını devlet-iktidar-hanedanlık cenderesinden kurtarmak, özgür eşyaşam bilimi jineolojînin en temel yoğunlaşma alanlarını oluşturmakta. Kültürel devrimin temeli olan özgür eşyaşam kuramının yaşamsallaşmasının önünü açacak sosyolojik, felsefik, bilimsel çalışmaları, araştırmaları geliştirmek, Kuzey ve Doğu Suriye Jineolojî Akademisi’nin çalışmalarının yönünü oluşturuyor. Kadın ve erkek doğası, toplumsal doğa, eşyaşam, aile, direniş kültürü ve kadın tarihini aydınlatan varlık-bilinç-form kazanma tartışmaları, en ilgi çeken konular. Egemen erkekliği çözümleme ve dönüşüm ihtiyacı, jineolojî araştırma-eğitim konularının öncelikleri arasında.

Bereketli Hilal’de ikinci kadın devrimi

2017 yılında yapılan sosyolojik araştırmanın tamamlanarak kitaplaştırılması, önemli sonuçlar açığa çıkardı. Birinci kadın devriminin mekanı olan Bereketli Hilal’de ikinci kadın devriminin yükselmesinin tesadüf olmadığını tarihsel dayanakları ile ortaya koydu. Devletin kadın politikaları ve çeteleşen tecavüz sisteminin amaçlarını çözümleyerek, devrim inancı ve direnen kadın gerçeğini aydınlatan önemli bir kaynak oluştu. Çözümsüz, çaresiz, bağımlı, erkek-aile-hanedan-devlet cenderesine mahkum edilen kadın yerine, özgürlük arayışı güçlü, toplumsal sorunların çözümünde etkili olmak isteyen, her alanda örgütlülüğünü, özsavunma sistemini geliştirmede ısrarlı kadın dinamizminin tahlili; özgür kadın ve toplum iddiasının tarihsel toplum temelini aydınlatıyor.

Jineolojî Akademisi’ne bağlı araştırma merkezlerinde, kadın tarihi, toplumsal dönüşüm sorunlarını tahlil eden sosyolojik araştırmalar, kadın devriminin özgürlük sosyolojisi temelinde gelişmesinin önünü açan çözüm yöntemlerine de katkı sunuyor. Ekonomiden siyasete, eğitimden kültüre, etik-estetikten demografyaya, sağlık vb yaşam alanlarına sızan iktidarcı zihniyetten, pozitivist bilimcilikten arınmanın yöntemini açığa çıkarıyor. Savaş, işgal, göçün yarattığı toplumsal travma, yoksulluğun etkisi, en çok kadın ve çocuklar üzerine yıkılmış durumda. Yerinden yurdundan edilme, toprağından, kültüründen, emek değerlerinden koparılma, direnişin yanında yaşanan kayıpların ağır etkisine anlam vermede jineolojî önemli bir rol üstlenmiş durumda. Yaşanan göçlerin kadın ve toplum yaşamında yol açtığı tahribatları ve giderme yollarını açığa çıkarma çalışmaları var. Erken yaşta evlilik, çok eşlilik, özel savaş yöntemleri üzerinden toplumsallığı zedeleme, kadını düşürme, fuhuşu yaygınlaştırma politikaları, erkek egemen sistem ve zihniyete karşı, önemli yoğunlaşma ve mücadele alanlarını oluşturuyor.

*****

Bilge kadınlarla çocukları buluşturan ana-kadın kültürünün canlı hafızasını oluşturan çîrokları anlatarak kültürel değerleri canlı tutma; Jinwar’da açılan Şifajin ile bilge-şifacı kadınların bilgi ve bilimini yaşam ve kadınla yeniden buluşturma; jineolojî Fakültesi’nde kadın duyarlılığı ile geliştirilen bilimin yaşamı, doğayı ve toplumu yücelten, anlamlandıran karakteri; jineolojînin bilim felsefesi ve etiğinin yaşam alanlarına ve çalışmalarına nasıl yön verdiğini, yorumladığını işleyen görsel ve yazımsal basın çalışmaları, tv programları giderek gelişen, derinleşen yöntem arayışlarına yön veriyor.

Jinwar’da erkek-devletçi sistemden kaynaklanan her tür şiddet ve zorluğun sonuçlarına maruz kalan kadın, emek ve yaşam bilgisi, duyarlılığı ile yaşama yeniden anlam veriyor. İhtiyaç duyulan toplumsal yaşam alanlarında ekonomi, sağlık, eğitim, kültür, dünya kadınlarıyla dayanışma kültürünü geliştirme vb ekolojik yaşamını örgütlüyor, savunuyor. Savaşın yaralarını, egemen erkek zihniyetinin topluma farz kıldığı, kadını eksik, düşük, nesne kılan, kıran anlayışlarını aşarak, erkeğin gölgesinden kurtularak, özgür yaşam anlayışını geliştiriyor. Kadın olarak birbirini sevmenin, yüceltmenin, çocuklarıyla mülkiyet ilişkilerini aşan, toplumsallığı ören ilişkiler geliştirmenin deneyimlerini şekillendiriyor. Jinwar Akademisi’nde deneyimlenen yaşamın anlamı, kadın ve toplumsallık bağını pekiştiren, kadın doğasıyla buluşturan tartışmalar yürüyor. Köyde yaşayan kadınlar, öğrenme yöntemlerini ve biçimlerini gözden geçirerek, zihinsel ve yaşamsal tahribat alanlarını aşmanın yol ve yöntemlerine yoğunlaşıyor.

Andrea Wolf Enstitüsü, 21. yüzyılın kadın yüzyılı olduğuna inanan çalışmalarla, kadın devriminin kazanımlarını, deneyimlerini başta Avrupalı olmak üzere, dünya kadınlarının kazanımlarına dönüştürmenin yoğun çalışmaları içinde. Rojava devrimini savunmanın dünya halkları ve kadınlarının özgür yaşam ve insan olma umudunu, toplumsal değerleri ve doğayı savunmak olduğu gerçeğinden yola çıkarak, dünya kadın konfederalizmini örmeye hizmet eden düşünsel, eğitsel, tarih ve bilim çalışmaları yürütüyor. Kürdistan kadın özgürlük mücadelesini, Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ni, kadın devrimini tanıma ve tanıtmaya dönük eğitim, kitap, broşür, yazım çalışmaları, demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigmanın yaşam bulma zeminlerini, kadın direnişini ve örgütlülüğünü görünür kılmayı amaçlıyor. Kadın direniş değerleriyle tanışma, kendini tanımada etkili olmakta; tarihsel, toplumsal ve kültürel gerçekliğiyle doğru temelde buluşma mekanına dönüşmektedir. Kürdistan kadın devriminin enternasyonalist karakteri ve bu karakterin komünal yaşam kültürüyle örülen yanı öğretici, çekici ve üretici bir toplumsallık yaratıyor. Kadın kimliği, tarihi, toplumsal direniş kültürünü sahiplenen ortak düşünce, yaşam ve mücadele zeminlerinin oluşmasına katkı sunuyor.

Önder Abdullah Öcalan, neolitik devrim yaratımlarının çalınması üzerinden devletli uygarlık sisteminin yükseldiğini belirtiyor. Verimli Hilal’de gerçekleşen ikinci kadın devrimi yaratımları ise gerçek sahiplerinin elinde demokratik uygarlığın yükselişine kaynaklık ediyor. Demokratik modernite paradigmasının bilimi olan jineolojî, bu tarihsel ‘an’da ortaya çıkan yaratımları anlamlı ve özgür yaşamın kaynağına dönüştürmenin toplum bilimi olarak gelişiyor. Yaşam ve özgürlüğe hizmet eden değer, emek, üretim, direniş, kazanımın anlamı ve hakikatin izinde ilerleyerek, tarih, kadın ve toplum aydınlanmasının bilimi olma iddiasını taşıyor.