Geleceğe yatırım yapan kapıyı açar

- KAKTÜS
28 views
Geçenlerde bir arkadaşım, kızının babasıyla olan diyaloğunu anlattı. Harfiyen olmasa da şöyle dedi: “Kız, sen benim bebeğimin geçen gün babasına ne yaptığını biliyor musun?” (Bebeğim dediği 12 yaşında)

“Ne yaptı bebeğin?” “Babasını karşısına aldı. Sana bir hikaye anlatacağım”, dedi. Babası da ‘anlat, dinliyorum’ dedi. “Bizimkisi ne anlatsa iyidir?” “Hiç bilmiyorum bacım. Senin kızın bilinmezliklere ve geniş ufuklara açılan bir kız, nasıl kestireyim” diyecektim ki, ağzımdan sadece “Ne anlattı?” cümlesi çıktı. Şimdi sevgili okuyucu, ben hikayeyi ilk kez duydum. Ama belki Youtube’dan daha önce izleyeniniz, duyanınız olmuştur. Hikaye az biraz uzun. Ben size kestirmeden anlatıyorum.

Kıssadan hisse bir hikaye

“Babacığım, bir çift varmış. ‘Biz evlenince ayrı eve çıkalım ve anne-babamızı evimize almayalım. Söz mü, söz!’ demişler. Gel zaman, git zaman bunlar evlenmiş. Ayrı eve çıkmışlar. Bir gün adamın anne-babası çat kapı çıkagelmiş. Zile basmışlar. Adam kapıya yanaşmış, beklemiş biraz. Sonra kapı ardından ‘kusura bakmayın, ben eşime söz verdim, sizi eve alamam. Bunu eşime yapamam’ demiş. Anne-babası ne yapsın, gözleri dolu dolu gerisin geri dönmüşler mecburen…”
“Benim bebeğim böyle anlatıyor. Babası da pür dikkat kesilmiş O’nu dinliyor, hikayenin nereye varacağını anlamaya çalışıyor.”
“Gel zaman git zaman bu kez kadının anne-babası çat kapı çıkıp gelmiş. Zile basmışlar. Kadın kapıdan bakmış. Gözleri dolmuş ve adama dönüp; ‘Kusura bakma, ben anneme ve babama bunu yapamam’ deyip kapıyı açmış.”
“Hikaye bitince benim bebeğim bir yorum beklercesine ‘eee baba?’ dedi. Babasından tık yok: ‘eee, neee?’ ‘Subliminal mesajımı almadın mı?’ Babası düşündü ama bulamadı. ‘Ooof baba, orada kapıyı anne-babasına açan kim, kadın. Yani ben! Yani oğlun değil. Oğlun sana kapıyı açmayacak olan evlat. Yani geleceğine doğru yatırım yapsan iyi olur diyorum!’ Babası güldü; ‘geleceğim ne istiyor?’ diye sordu. ‘Nihayet baba. Kemanımın teli koptu, tel alır mısın? Hani geleceğinim ya. Sana kapıyı açacak, dışarıda bırakmayacak olanım. Geleceğine yatırım yap lütfen!”

Evlilik öncesi ve sonrası bitmeyen hizmet

Arkadaşım eşi ile kızı arasında geçen bu diyaloğu anlatırken düşündüm; hakikaten de öyle. Bir kız çocuğu ergenlikten evliliğe kadar annesinin, babasının, ağabeylerinin, hatta 7 sülalesinin hizmetini yapar. Çok sinirlenir, çok kızar, hatta birkaç küfür bile savurur ardından ama yemeğini yapar, suyunu getirir, iğrenç kokan çorapları yıkar. Cehennemsi ütüsünü yapar. Yani yapar da yapar… Belki “elalemin kızı” gibi yetenekli değildir fakat kendi çapında o da ‘ele su döker*’ diyelim… Ama bir an durmak istediğinde ona şöyle denilir: “Evlenip kocanın evine gidince rahat edersin!” Dışarı çıkmak ister; “Evlenince kocan seni gezdirir” derler. Başka bir şey yapmak ister; “O işler evliyken olur, evlen ondan sonra…” Bu liste uzar da uzar.
Evlendikten sonra hayal ettiklerini yapmak bir yana, aynı hizmeti bu sefer eşine, kayınbabası, kaynatası, kayın, görümce velhasıl erkek tarafının yedi sülalesine yapar.
Durmak istediğinde ise, “Eee bekarken dinlenseydin, yapmasaydın”; dışarı çıkmak istediğinde “Kızım o işler bekarken yapılır. Babanın evinde gezecektin, keyfedecektin. Evlenince ne gezmesi?! Eski köye yeni adet getiriyor” falan filan denir. 

Ben firar hakkımı kullandım

Her iki cihanda yakası bir araya gelmemek böyle bir şey olsa gerek! Şimdi eski köye yeni gelin getirmeyi biliyorlar ama yeni adet edinmek istemiyorlar. Garip değil mi? Hele o erkeğin kızkardeşi, hani görümce denilen şahsiyet; kendini ne sanıyor hakikatten? Neden gelin kendini aynı zamanda görümceye de ispatlamak zorunda? Bacım senin derdin ne? Onlara da işte böyle bir rol veriliyor anlayacağınız. Yani ne zaman görümce desem, aklıma börülce geliyor. Ne alaka bilmiyorum ama galiba ikisini de sevmediğimdendir. Vayy, sonunda söyledim… Ama sevgili okuyucu, bir konuda çok ama çok şanslıyım. Neden mi? Hiç görümcem olmayacak. Çünkü kendimi o kurumlardan tahliye ettim. Hatta beraat ettiğim dahi söylenebilir… Bazıları zamanın birinde infaz ertelemesi yapsa da, kapıma kadar gelen firar hakkımı kullanmaktan çekinmedim. Gözünü seveyim, özgürlük başka bir şey…
Konuya dönecek olursak sevgili okuyucu, gördüğünüz ve bildiğiniz gibi kimse geleceğe yatırım yapmıyor. Bilmiyorum subliminal mesajımı aldınız mı? Geleceğin, hatta neslin sürdürücüsü olarak görülen erkeklere yapılan her türlü yatırıma rağmen hayırsız oldukları görülmüyor mu? Her erkek bunu kendinden bilmiyor mu? Peki, neden bu özerklik? Acaba diyorum, erkekler gibi kapıyı açmasak mı? Ne de olsa geleceğin ve yeni neslin sürdürücüsü onlara göre erkek. Tüm yatırımlarını da erkeğe yapıyorlar. Mirasın tamamı onların. Peki, kapıyı niye biz açıyoruz? Sadece bu dünyada da değil, öbür dünyada da kapıyı ana-babaya açan kız evlat. O vakit soruyorum; nerede bu geleceğe yatırım? Geleceğe yatırım yoksa kapıları her iki dünyada da sürgüleriz ha…Tüm bunlar İştar’dan bir ricaya bakar, benden söylemesi…

* Maharetli, yetenekli.