Soykırım saldırılarına dur de!

- Hêja ZERYA
183 views
9 Ekim 2020’de Irak Hükümeti ile Kürdistan Bölge yönetimi arasında Şengal özerk yönetiminin ortadan kaldırılması ve devletli sistemin hâkim kılınması üzerine bir antlaşma yapıldı. Antlaşmanın 9 Ekim Uluslararası Komplo’sunun yıldönümüne denk getirilmesi, süreklileşen saldırılarla kırılamayan halk iradesi ve mücadele gücünü hedefliyordu.

Şengal halkı ve özerk yönetiminin iradesinin içinde yer almadığı bu antlaşma, başta TC ve ABD olmak üzere komplocu güçlerin soykırım planının bir parçası olarak devreye konuldu. Hala yürürlükte olan antlaşmanın ardından saldırılar süreklileşti, Êzidî halkının yiğit öncüleri katledildi. En son gazeteci Murat Mîrza’nın şehadetiyle sonuçlanan basın çalışanlarına dönük saldırıda olduğu gibi halkı yıldırma, özgür iradesini teslim alma ve devletleştirmede ısrar edilmekte.

İnsanlığa analık eden topraklara düşmanlar

Başta özel savaş kurmayı Hakan Fidan olmak üzere TC devlet yetkililerinin hem Irak hem KDP yöneticileriyle aralıksız sürdürdüğü görüşmelerin bir boyutu gerilla gücünü tasfiyeye, diğer boyutu ise Şengal’de yaşayan Êzidî Kürtleri devletçi çizgiye çekmeye dönüktür. 3. Dünya Savaşı sürerken Kürt ve Êzidî soykırımını tamamlamak isteyen bir devlet aklı ve uygarlık sapkınlığı ile karşı karşıyayız. Toplumsal kültürün, özgürlük ahlakının tohumlarını dünyanın dört bir yanına taşıyan, eken, filizlendiren, büyüten ve insanlığa analık yapan toprakları ve halkını cehennemi bir yangın içinde yakıp yok etmek isteyen histerik düşmanlık başka türlü tanımlanamaz. Özgür düşünce, irade ve yaşamdan yana toplumsal ve kültürel zenginliğini korumak isteyen Kürtlük uygarlık güçlerinin hedefi olmaya devam etmektedir.
Yapılan antlaşmanın içeriği madde madde devletli güçlerin kendini hâkim kılmada ısrarını ortaya koyuyor. Anayasa ve yargı sistemine göre hareket edecek bir kaymakamın seçilmesi; devamında Irak hükümeti ve devletçi Kürtlerin oluşturduğu komisyon tarafından diğer görevlilerin atanması; halkın öz savunma güçlerinin tasfiye edilerek yerine ‘federal polis, ulusal güvenlik ve istihbarat birimleri’nin yerleştirilmesi ve 2500 kişilik iç güvenlik gücünün oluşturulması hedefleniyor.

Soykırımdan sonra beyaz katliam hedefleniyor

Halkı soykırımla yüz yüze bırakan Irak devleti ve işbirlikçi KDP’ye rağmen DAİŞ çetelerine karşı direnen PKK ve gerilla gücü en büyük düşman ilan ediliyor. Halkı fiziki katliama terk edenler beyaz katliamı gerçekleştirmenin sorumluluğunu üstlenerek geri gelmek istemektedir. Belirleyecekleri sömürge valisi ve ona bağlı sorumlular üzerinden devletçi, dinci, milliyetçi düzenlemeleri yaparak dize getiremedikleri Êzidî Kürtlüğünü asimile ederek 74. Fermanı sonuçlandırmayı amaçlamaktalar. Şengal halkı bu saldırının tarihsel derinliğini biliyor olmanın bilgeliği ve öz savunma bilinci ile “Şengal Şengallilerindir” diyerek sömürgeci ordunun işgal saldırısına karşı durmuştur. Êzidî annenin elindeki taşla ölüm makinelerini durdurması, geçit vermemesinin böyle bir tarihsel arka planı vardır. Yine Kürtler ve Araplar’ın işgal operasyonlarına birlikte direnmelerinin tarihsel ve kültürel önemi büyüktür, devrim niteliğindedir. 3 Ağustos’ta tekerrür eden devletli uygarlık saldırısı aynı zamanda halkların özgür yaşam seçeneğine karşı ortak bir saldırıdır. Bu yüzden antlaşmanın yapıldığı günden bugüne gerçekleşen saldırı ve katliamlara Êzidî Kürtler ve Müslüman Arapların ortak tepki göstermesi, öz savunma bilinci ve gücünü geliştirmesi, örgütlemesi anlamlıdır. Halkları birbirine düşürmek isteyen erkek-devlet-iktidar sistemine, aklına karşı halkların, inançların, kadınların beyin ve yürek gücü birleşmekte, ortak iman gücüyle harekete geçmektedir. Demokratik ulus zihniyeti ve kültürü; düşmanlık üreten, katleden suni sınırların anlamsızlaştırılması ve aşılması ile gelişmektedir.

Köklerine bağlı halk gerçeği tarih yazdı

Kürdistan dağlarından Rojava’ya HPG ve YJA STAR, YPG ve YPJ’nin Şengal Savunma Birlikleri-YBŞ ve YJŞ ile ortaklaşa yürüttükleri Şengal’i özgürleştirme savaşında verilen şehitlere, fedakarlığa, büyük emek ve değerlere, kök kültürüne bağlı halk gerçekliği yeniden tarih yazmıştır. Bu tarih yazımını sekteye uğratmak isteyen karanlık, şer güçleri her zaman devrede olmakla birlikte günümüzde yeterince deşifre olmuşlardır. 9 Ekim Antlaşması ardından artan SİHA saldırıları TC’nin bu savaşın merkezinde olduğunu ortaya koydu. Bu saldırılarda şehit düşen başta Şengal Özerk Yönetim Konseyi Eşbaşkanı Merwan Bedel, YBŞ komutanları Hesen Seid, Zerdeşt Şengalî gibi yiğit devrimci yurtsever öncüler, yine KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zeki Şengalî ve daha niceleri ölümsüzleşerek Êzidîlerin özgürlük mücadelesine yön vermeye devam etmekte…

Şengal’de gerçekleşen bir devrimdir

14 Ocak 2015’te Şengal Özerk Meclisi’nin kuruluşu, 14 Kasım 2015’te Şengal topraklarından DAİŞ’in çıkarılışı, 2017 Ağustosu’nda demokratik özerkliğin ilan edilişinden bugüne zorlukları olmakla birlikte büyük bir savaş verilmekte, devrimin inşa süreci devam etmektedir. Şengal’de gerçekleşen bir devrimdir. Rojava devrimi kadar önemlidir ve birbirini tamamlamaktadır. Her iki alanın her açıdan birbirine destek veriyor olması her iki devrim alanının da güçlenmesi anlamına gelmektedir. Bu yüzden Şengal devriminin savunulması Rojava devriminin savunulması, Rojava devriminin savunulması Şengal devriminin savunulması demektir. Irak, TC ve KDP işbirliği sonucu aradaki bağlantının koparılması bu gerçeklikle yakından bağlantılıdır. 9 Ekim Antlaşması her iki alanı birbirinden tecrit etme ve giderek her iki alanda sömürgeci güçlerin hakimiyetini kurma adımlarının devamıdır. Irak devleti Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye arasına 250 kilometre uzunluğunda 3 metre yüksekliğinde duvar inşa etmiş, beraberinde Türkiye’nin hava saldırıları yoğunlaşmıştır.

Ana kadın kültürünü savunmak

Şengal devriminin her tür saldırıya karşı savunulması Êzidî inancı, ana-kadın kültürü ve tarihinin korunması ve yaşatılmasıyla ilgilidir. İnsanlığın toplumsal belleğini oluşturan, umut yaratan, özgür yaşam arayışına yön veren kök kültüründen beslenmeye devam etmek demektir. Halkların ortak, özgür yaşam kültürünün korunması, geliştirilmesi ve demokratik ulusa evrilmesini sağlamak demektir. Kadın, yaşam ve özgürlük arasındaki sıkı bağı yeniden kurmanın, geliştirmenin ve kadın devrimini sosyal yaşam kültürüne dönüştürmenin kültürel, felsefik merkezidir. Bir Êzidî ananın dilinden Êzidîlerin tanımıyla “Ilmê me li ser dilê me ye”; bilme, öğrenme ve yaşam biçiminin yeniden yoğrulacağı, örüleceği, yeşereceği zamanı-mekânı ifade etmektedir. Gelişen saldırılara karşı gerçekleşen topyekûn direniş, antlaşmanın hayata geçirilmesini engellese de tehlike devam etmektedir. Bu tarihin ve kültürün yeminli düşmanları her boşluktan, örgütsüz bırakılan alanlardan sızmaya çalışmakta ve vurmaktadır. Êzidî inancı üzerinde KDP’nin geliştirdiği siyasetle yarattığı parçalanmayı aşarak hem inançsal hem ulusal birliği sağlama ve güvenceye alma konusunda Êzidî halkına ve kadınlarına önemli bir sorumluluk düşmektedir. Arap halkı ile olan ilişkilere stratejik yaklaşmak, tarihi düşmana karşı ortak örgütlenme, mücadele ve halklar devrimini yükseltme aciliyet içermektedir.

Örgütlülükle topyekûn kırıma dur denebilir

Özellikle Şengal’e geri dönüş çalışmaları yürüterek küresel hegemonik güçlerin kök kültürü yok etme saldırılarını boşa çıkarmaya daha fazla kafa yormak gerekmektedir. Son yıllarda Şengal’e dönen halkı demokratik özerk sistemle buluşturma, devrimin zorlukları kadar kazanımlarını korumaya dönük bilinç, örgütlülük geliştirme önemlidir. Birbirini sahiplenme, ortak yaşam kültürünü geliştirme, eğitim ve öz savunma çalışmaları ile yaşanan kopuş, uzaklaşma ve boşluğu doldurma, aşma sağlanabilir. DAİŞ kadar destekçilerinin saldırılarını, siyaset oyunlarını anlama, çözme ve boşa çıkarma; saldırının topyekûn bir kırımı içerdiği ve bu kökten yok etme saldırısına karşı dönemsel ve suni çelişkileri aşarak birlikte direnmenin, boşa çıkarmanın varlık-yokluk anlamı taşıdığı hakikatinde buluşmanın yolları aranarak ortak çözümler geliştirilebilir. 74. Ferman’ın yaralarını sarmanın bilinci, örgütü ve eylemini birlikte geliştirerek varlığını ve özgürlüğünü sağlamaya dönük tarihi tutumda ısrar demokratik özgür geleceği güvenceye alabilir. Irak’ın demokratik dönüşümüne öncülük edilebilir. Şengal’de demokratik özerk iradenin temsili ve tanınması Irak’ta demokratik ulus gelişimine hizmet edecek, dinci-milliyetçi çatışmaların kırım merkezi olmaktan çıkışa öncülük edecektir. Tarihi çelişki ve çatışmaların aşılması ve demokratik çözümün gelişmesinin önünü açacaktır. Kadın özgürlük çizgisi direnen kadın damarının canlanmasını sağlayacak, yaşamı ve toplumu özgürleştirmenin yolunu aydınlatan ışık olacaktır.