İran’da susturulamayan ses: Narges Mohammadi

- Fidan YILDIRIM
98 views
2023 yılı Nobel Barış Ödülü’nü alan Narges Mohammadi, İranlı bir insan hakları savunucusu. Daha önce kendisi gibi Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen ve arkadaşı olan Şirin Ebadi’nin başkanlığını yaptığı İnsan Hakları Savunucuları Merkezi’nin (DHRC) başkan yardımcısıdır. Narges Mohammadi, İran’da başörtüsüne karşı geliştirilen kitlesel feminist sivil itaatsizliğin aktif bir savunucusu olarak, 2023 yılındaki başörtüsü ve iffet programının da sesli bir eleştirmeni oldu.

Narges Mohammadi, “ölüm cezasının kaldırılması için kampanya yürüten bir insan hakları hareketi” kurmak ve yürütmek suçlamasıyla 2016 yılının Mayıs’ında, Tahran’da 16 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2020 yılında serbest bırakıldıysa da 2021’de tekrar tutuklandı ve o tarihten beri, tutuklu kadınlara yönelik taciz ve hücre hapsi uygulamalarına dair raporlar sunmaktadır. İnsan hakları aktivisti, “İran’da kadınlara yönelik baskıya karşı mücadelesi ve herkes için insan hakları ve özgürlüğü destekleme mücadelesi nedeniyle” 2023 Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Mohammadi’ye ödül verilmesi kararı İran Dışişleri Bakanlığı tarafından kınandı!

“Reformlar, Strateji ve Taktikler” kitabı

21 Nisan 1972 yılında İran’ın Zancan kentinde, İran Azerbaycanı’ndan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Mohammadi, Qorveh, Karaj ve Oshnaviyeh’de büyüdü. Yüksek öğrenimini Uluslararası Kazvin Üniversitesi’nde yaparak fizik diploması aldı ve profesyonel mühendis oldu. Üniversite kariyeri sürecinde öğrenci gazetesinde kadın haklarını savunan makaleler yazdı ve politik öğrenci grubu “Tashakkol Daaneshjuyi Roshangaraan”ın (Aydınlanmış Öğrenci Grubu) iki toplantısında tutuklandı. Bir dağcılık grubunda da aktif olarak yer alıyordu ancak siyasi faaliyetleri nedeniyle daha sonra dağ tırmanışlarına katılması yasaklandı. Narges Mohammadi, çeşitli reformist gazetelerde gazeteci olarak çalışmayı sürdürdü. Siyasi makalelerinin yer aldığı, “Reformlar, Strateji ve Taktikler” başlıklı bir kitap yayınladı. 2003 yılında, Nobel Barış Ödülü sahibi Şirin Ebadi’nin başkanı olduğu İnsan Hakları Savunucuları Merkezi’ne katıldı ve daha sonra örgütün başkan yardımcısı oldu. Narges Mohammadi 1999 yılında reform yanlısı gazeteci Taghi Rahmani ile evlendi. Eşi kısa süre sonra tutuklandı ve 14 yıl cezaevinde kaldıktan sonra salıverilince 2012 yılında Fransa’ya taşındı. Narges Mohammadi İran’da kalarak insan hakları için çalışmalarına devam etti. Çiftin ikiz çocukları bulunuyor.

“Rejime karşı propaganda yapmak” gerekçesiyle tutuklandı

Narges Mohammadi faaliyetleri nedeniyle birçok kez tutuklandı. İlk olarak 1998 yılında İran hükümetine yönelik eleştirileri nedeniyle tutuklandı ve bir yıl hapis yattı. Nisan 2010’da DHRC üyesi olması nedeniyle İslam Devrim Mahkemesi’ne çağrıldı. 50 bin ABD Doları karşılığında serbest kaldıysa da birkaç gün sonra yeniden tutuklanıp Evin Hapishanesi’ne konuldu. Hapisteyken sağlığı kötüye gitti ve epilepsi benzeri bir hastalığa yakalandı; periyodik olarak kas kontrolünü yitiriyordu. Hapsedildikten bir ay sonra serbest bırakılarak tedavi görmesine izin verildi. Temmuz 2011’de “ulusal güvenliğe karşı hareket etmek, DHRC’ye üye olmak ve rejime karşı propaganda yapmak” gerekçesiyle yeniden yargılanan Narges Mohammadi Eylül ayında 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Narges Mohammadi, insan hakları için faaliyetlerinin mahkeme tarafından defalarca rejimi devirme girişimlerine benzetildiğini ve benzeri görülmemiş 23 sayfalık bir karar verildiğini belirterek, kararı avukatları aracılığıyla öğrendiğini ifade etti. Cezası altı yıla indirilmiş olarak temyiz mahkemesi tarafından 2012 yılında onaylandı ve Nisan ayında tutuklandı. Kendisine verilen hapis cezası çeşitli çevrelerce tepkiyle karşılandı. İngiliz Dışişleri Bakanlığı, “İranlı yetkililerin cesur insan hakları savunucularını susturma girişimlerinin bir başka üzücü örneği” olarak nitelendirdiği cezayı protesto etti. Uluslararası Af Örgütü, Narges Mohammadi’yi düşünce mahkumu ilan ederek derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Sınır Tanımayan Gazeteciler, fotoğrafçı Zahra Kazemi’nin Evin Hapishanesi’nde ölmesinin dokuzuncu yıldönümünde Narges Mohammadi adına bir çağrı yayınlayarak onun hayatı “özellikle tehlikede” olan bir mahkum olduğunu ifade etti. Temmuz 2012’de, ABD Senatörü Mark Kirk, eski Kanada Başsavcısı Irwin Cotler, Birleşik Krallık Milletvekili Denis MacShane, Avustralya Milletvekili Michael Danby, İtalyan Milletvekili Fiamma Nirenstein ve Litvanya Milletvekli Emanuelis Zingeris’in de yer aldığı uluslararası bir yasa koyucu grubu Narges Mohammadi’nin serbest bırakılması çağrısında bulundu. İnsan hakları aktivisti 31 Temmuz 2012’de hapishaneden salıverildi.

Evin Hapishanesi’nde açlık grevine başladı

31 Ekim 2014’te Narges Mohammadi, Seyyed Sattar Beheshti’nin mezarı başında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Nasıl oluyor da parlamento üyeleri Erdemin Teşviki ve Kötülüğün Önlenmesine İlişkin Bir Plan öneriyor? Ama iki yıl önce Sattar Beheshti adlı masum bir insan sorgucusunun elinde işkence altında öldüğünde kimse sesini çıkarmadı.” Seyyed Sattar Beheshti, Facebook’ta İslam Cumhuriyeti Hükümeti’ni eleştirdiği için İran Siber Polis birimi tarafından tutuklanan ve işkence gördüğüne dair imzalı şikayet dilekçesi verdikten kısa süre sonra, Kasım 2012 başlarında şüpheli biçimde öldürülmüş olarak bulunan İranlı bir blog yazarıydı. Narges Mohammadi’nin yaptığı bu konuşmanın videosu sosyal medya ağlarında hızla yayıldı. Bunun üzerine Evin Hapishanesi Mahkemesi onu ifade vermeye çağırdı. Narges Mohammadi, 5 Mayıs 2015’te yeni suçlamalarla bir kez daha tutuklandı. Devrim Mahkemesi 15. Şubesi “Ölüm Cezasının Adım Adım Kaldırılması Kampanyası’na (Legam) atıfta bulunarak onu “yasadışı grup kurma” suçundan on yıl, “toplanma ve ulusal güvenliğe karşı gizli anlaşma” suçundan beş yıl, uluslararası medyayla röportajlar ve Mart 2014’te AB’nin o zamanki Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile yaptığı toplantı nedeniyle de “sistem karşıtı propaganda” suçlamasıyla bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Narges Mohammadi, tıbbi bakıma erişiminin reddedilmesini protesto etmek amacıyla, tutuklu İngiliz-İran vatandaşı Nazanin Zaghari-Ratcliffe ile birlikte Ocak 2019’da Evin Hapishanesi’nde açlık grevine başladı. Narges Mohammadi 8 Ekim 2020’de hapishaneden serbest bırakıldı. Mart 2021’de, İran’daki Ölüm Cezasına İlişkin İran İnsan Hakları Yıllık Raporu’nun önsözünü kaleme alan Narges Mohammadi önsözde şunları belirtiyordu: “Geçtiğimiz yıl Navid Afkari ve Ruhollah Zam gibi kişilerin idam edilmesi İran’daki en belirsiz infazlardan biri oldu. Ahmed Rıza Celali’ye idam cezası verilmesi en hatalı cezalardan biri ve bu idam cezalarının verilme nedenlerinin dikkatle incelenmesi gerekiyor. Bu insanlar tecritte tutulup korkunç psikolojik ve zihinsel işkencelere maruz kaldıktan sonra ölüm cezasına çarptırıldılar, bu yüzden yargı sürecini adil bulmuyorum; sanıkların tecritte tutulduğunu, bu cezaların verilmesinde temel delil olarak kullanılan asılsız ve yalan itiraflara zorlandığını görüyorum. Bu nedenle özellikle Sistan, Belucistan ve Kürdistan’daki son tutuklamalardan endişe duyuyorum ve ölüm cezası karşıtı örgütlerin tutuklulara özel ilgi göstereceğini umuyorum çünkü önümüzdeki yıl başka bir infaz dalgasıyla karşı karşıya kalacağımızdan korkuyorum.”

Beyaz İşkence: Hücre cezası

Mayıs 2021’de “sistem aleyhine propaganda yaymak” da dahil çeşitli suçlamalarla yüzyüze gelen Narges Mohammadi, iki buçuk yıl hapis, 80 kırbaç ve iki ayrı para cezasına çarptırıldı. Dört ay sonra bu cezayı çekmek için celp aldıysa da mahkumiyet kararını adil bulmadığı için yanıt vermedi. Narges Mohammadi 16 Kasım 2021’de Karaj-Alborz’da tutuklandı. Tutuklanması, Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu tarafından keyfi bulunarak kınandı. BBC Aralık 2022’de, Jîna Amînî‘nin katledilmesini protesto eylemleri sırasında, Narges Mohammadi’nin tutuklu kadınlara yönelik cinsel ve fiziksel istismarı ayrıntılarıyla anlatan bir raporunu yayınladı. Narges Mohammadi, Ocak 2023’te Evin Cezaevi’ndeki kadınların durumunu, 58 mahkumun listesini, yaşadıkları sorgulama süreçlerini ve işkenceleri içeren bir rapor verdi. Bu kadınlardan 57’si toplam 8350 günü hücre hapsinde geçirmiş, 56’sı ise toplam 3300 ay hapis cezasına çarptırılmışlardı. Narges Mohammadi, hücre cezasını zalimce ve insanlık dışı bir ceza olarak değerlendiriyor ve “Beyaz İşkence” adını veriyor. Bu ceza kaldırılıncaya kadar da durup dinlenmeyeceğini ifade ediyor. Narges Mohammadi, Eylül 2023’te “Roosarito” adlı protesto şarkısı nedeniyle tutuklanan İranlı müzisyen ve aktivist Mehdi Yarrahi’ye destek verdi.

Birçok ödüle layık görüldü

Narges Mohammadi Nobel Barış Ödülü’nden önce de birçok ödül almıştı: Alexander Langer Ödülü (İtalya, 2009), Per Anger Ödülü (İsveç, 2011), Weimar İnsan Hakları Ödülü (Almanya, 2016), Amerikan Fizik Derneği’nden Andrei Sakharov Ödülü (2018), BBC’nin İlham Veren ve Etkili 100 Kadın listesinde yer alma (2022), Olof Palme Ödülü (İsveç, 2023), PEN Amerika’dan PEN/Barbey Yazma Özgürlüğü Ödülü (2023), UNESCO/Guillermo Cano Dünya Basın Özgürlüğü Ödülü (2023). Narges Mohammadi’nin 2022’de yayınlanan “Beyaz İşkence: İranlı Kadın Mahkumlarla Röportajlar” adlı kitabı İran cezaevlerinde kadınlara uygulanan vahşi uygulamalara tanıklık ediyor.